9 Ocak 2011 Pazar

Cennetin Bedeli

Bazen ansızın düşerim bir şarkıyla. Öyle böyle değil, sürüklenirim yollarda. Acı öyle gerçektir ki, öyle gerçekliktir ki, başka hiçbir yerde böylesine bulamam kendimi. Sonsuza dek sürsün isterim, varlığımı duyabilmek için. İnsan yanımı, çocuk yanımı, kimsesiz yanımı –ve sevdiklerimi, kaybettiklerimi, gidenlerimi, hiç benim olmayanlarımı hep yanımda hissedebilmek için. Boşluk benimdir ve sadece ben görürüm orada olmayanları. Nasıl kalabalıktır o şizofrenik yollar. Katıla katıla ağlamak istesem de ağlayamam; acıyı kaybetmemek için.

İşte şimdi o şarkıyı dinliyorum.

İçimde bir bıçağın burgu burgu döndüğünü duymayalı ne çok olmuştu.

Hep derim, hep dedim, kaybetmek daha güç bulamamaktan*. Yarım kalmak, hiç olmamaktan; bulup kaybetmek hiç bulamamaktan daha güç. Bitmemiş bir cümle, hiç söylenmeyenden. Giyilmiş bir elbiseyi gece gelmeden akşamın ortasında çıkarmak, hiç giyememiş olmaktan. Kendiliğinden çıkması gereken ruju silen pamuğu eline almak, hiç sürmemiş olmaktan. Artık gidilemeyen bütün operalar, hiçbirine gidememiş olmaktan. Bir şehri terk etmek, o şehirde hiç yaşayamamış olmaktan.

Artık yaşayamadıklarım, hiç yaşayamamış olduklarımdan.

Unutamadıklarım unuttuklarımdan…


* Cemal Süreya – Ülke

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder