@birhankeskin şiirleri okuyup ağlarken,
kendimi bu dünyanın ortasına amaçsızca atılmış bir 'bok' gibi hissettim.
Faydasız, çirkin ve rahatsız edici. Alabildiğine... Herkes için. Kimin
temizleyeceği belli olmayan, gözlerin tam ortasında, gözlerin reddiyle dolu.
Uçsuz bucaksız bir zulüm gibi hayat.
Başka bir hayat mümkün müydü, diye soruyorum. Olabildiğimce objektif
olmaya çalışıyorum. Sorularımı sorarken de cevaplarımı ararken de. Bulamıyorum
doğru cevapları, veremiyorum. Susuyorum. Sevmediği dersine çalışmamış bir
ilkokul çocuğu gibi pısırık ve taş sessizliğinde tahtada, ama kendi olmaktan
başka yolu olmadığı için kendini suçlu hissetmeyen. Ya da, işsiz bir babanın çocuğu
olmanın utancına kılıflar ararken okulun ilk günü, yeni öğretmen karşısında.
Ezilip büzülen, başkalarının utançları için. Ben yerin dibine girmeyi daha 7
yaşındayken öğrendim. O yüzdendir belki, kendi çirkin ve sakat yanlarımla
yüzleşebilmem. Başka yolu yoktu çünkü. Çukurun dibinde çukurun dibindekilerden
başka bir şey görmezsin. Ve alışırsın pisliğinle yaşamaya. Onu savunmaya bazen
- hatta, seni kendi yalnızlığına çok zorladıklarında.
Umudu yoktur, tırnaklarıyla kendi çukurunu kazarak çıkmaya çalışanın. Tırnakları
gibi bir bir sökülmüştür çünkü umutları, kazarken. Geride kan, acı. Ve çukuru
eriten, derinleştiren gözyaşları...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder