“Baştan anlaşalım,” dedi Tanrı, “Kaybeden havalarına bürünüyorsun ama dünyaya geldiğin bu çağda kaybeden olmak bile parayla.”
“Hayat, kaybederken bile torpilli. Kazanmak ve güç, dünyanın tek mutlak gerçeği. En yakışıklı kaybeden en kaybeden, reklamını en iyi yapan mağdur en mağdur. Herşeyi olup da duygusal fakirlik çekenler daha acınası sanki bir elma alamayan somut fakirden. Kalabalık içinde yalnız olanlar daha bir yalnız. Anlaşılamayan bir ruha ne Paris seyahati fayda eder, ne Prag, ki zaten bin defa sürülmüştür bu merhemler.
Her şeyi olup da mutluluğu bir türlü bulamayan tekiller. Ne de acıklı görünüyor hikayeleri. E tabii, makyajlar profesyonel.
Bir Flormar rimel, Bourjois ile yarışabilir mi akarken en kara ve en derin gözyaşı yollarını oluşturmada. Hangi pudra Clinique kadar pürüzsüz gösterebilir bir kadının tenindeki son moda aşk acılarını. Bir Lada ne kadar hızlı uzaklaştırabilir sevgilinin ihanet acısını, yanda bir Audi dururken. Dünyanın en acıklı şarkısını bir Ipod’dan daha acıklı çalabilecek hassasiyette bir başka cihaz var mıdır. Hangi taklit parfüm, Bayan Coco Chanel’in parmağıyla işaret etmek suretiyle bir marka yapıvermiş olduğu Chanel No.5 kadar güzel kokulu bir hayat sunabilir. Hangi bakkaldan alınan 10 liralık peynir giderebilir yoksunluğun ifşa olan hüznünü, her derde deva binbir çeşit mal bulunan Carrefour’da kredi kartıyla alınan rokfor kadar.
Yalovalı Hamdi Usta’nın ürettiği masa sandalye takımı, ne kadarını giderebilir Mudo Concept mağazasından alınmış bir bahçe mobilyasının giderebileceği ego yarası izini. Aşağı ve yukarı olmak üzere karşılıklı iki sıradan oluşan herhangi bir taşra çarşısındaki tuhafiyecide satılan yün çileleriyle, Kanyon’dan alınmış bir kazağın kaçta kaçı örebilir bir annenin elleri.
Bir U.S. Polo Assn. gömlekle daha güzel oturmaz mı üstüne yalnızlık, genç bir adamın. 4 katlı sıradan bir apartmanın ikinci katında beyaz tül perdelerinin arkasından görülen buz gibi soğuk ve beyaz florasan ışık, Maçka Residences’da en üst katın göz alıcı ışıltısının gizlediği kadar gizleyebilir mi hiç karanlık dehlizlerinizi. Iphone ile yapılan konum bildirimleri değil midir, dünyada bulunduğunuz yeri en iyi gösteren.”
Öyle güzel anlattı ki, ben bile inandım. Onlardan biriydim çok şükür; güzel, havalı bir kaybedendim. Kendi kendime fısıldadım, “Katmerli kederli kaderlerimiz de ne kötüymüş, heyhat!”